SWOT COSMETIC TURKEY Mustafa Kemal ATATÜRK


NEWULİFE VİTAMİN KOMBİNASYONLARI

NEWULİFE A VİTAMİNİ

mineral

  • İçindekiler

  • A Vitamini Nedir?

  • A Vitamini Faydaları Nelerdir?

  • A Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir?

  • A Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

  • A Vitamini Fazlalığında Ne Olur?

  • A Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

A vitamini her ne kadar tek başına bir mikro besin maddesiymiş gibi algılansa da aslında bir grup yağda çözünen maddeyi genel olarak ifade eden bir terimdir. Retinol, retinal ve retinil esterleri A vitamini ifadesi içerisinde değerlendirilen maddeler arasında yer alır. Besinlerle alınan A vitaminin 2 formu mevcuttur. Hazır formda olan A vitaminleri (retinol ve retinil esterleri) özellikle mandıra ürünleri, karaciğer eti ve balık gibi hayvansal kaynaklı gıdaların tüketilmesi ile vücuda alınabilir. A vitamininin öncü formunu oluşturan karotenoidler ise meyve, sebze ve bitkisel yağlar içerisinde yer alır. 

İnsan vücudu bu iki A vitamini türünü de kullanılabilmek için önce aktif formuna dönüştürmesi gerekir. Retinol ve retinoik asit A vitamininin bu aktif formlarının oluşturur. Yağda çözünebilir olması nedeniyle A vitamini vücutta daha sonra kullanılmak üzere depolanabilir. 

A Vitamini Nedir?

A vitamini, retinol, retinil palmitat ve beta-karoten gibi çeşitli yağda çözünebilen maddelerinin tümünü kapsayan bir terimdir. Bu maddeler görme, hücre farklılaşması ve bariyer fonksiyonu veya bağışıklık sistemi işlevleri gibi birçok konuda etkili olabilir. A vitamini hem kazanılmış bağışıklığın hem de doğal bağışıklığın çeşitli normal işlevlerini düzenleyici etki göstererek normal vücut savunması fonksiyonlarının desteklenmesine katkıda bulunur. Bu katkısı dışında normal görme fonksiyonlarını da destekleyen A vitaminine beslenme yoluyla yeterince ulaşılamaması halinde bu vitamini içeren takviye gıda ürünlerinin kullanımı destek sağlayabilir.

Beslenme ile vücuda alınan A vitamininin temel olarak iki formu mevcuttur. Retinol ve retinil esterleri gibi hazır formda olan A vitaminleri kırmızı et, mandıra ürünleri ve balık gibi hayvansal kaynaklı gıdalar vasıtası ile vücuda alınır. Öncü vitaminler olan beta-karotenoidler ise renkli meyve ve sebzelerin tüketilmesi ile alınabilir. Bu şekilde sindirim sistemi ile vücuda alınan a vitamini formlarının hepsi biyolojik süreçlerde kullanılabilmesi için öncelikle retinale ve retinoik aside dönüştürülmesi gerekir. Bu dönüştürülme işlemi karaciğerde olan gerçekleşen bir durumdur. Retinol karaciğerde bulunan çeşitli hücreler içerisinde öncelikle retinil esterlerine dönüştürülür. Retinol ve beta karoten ise görme veya genetik düzenlemelerin yapıldığı hücrelerde oksidize edilerek kullanılır. Oksidasyon sonrası aktifleşen metabolitler hücrelerin genetik işlevlerinde çeşitli değişiklikleri tetikleyerek hücre farklılaşmasında önemli bir rol oynayabilir. 

A Vitamini Faydaları Nelerdir?

A vitamini görme ile ilgili vücut fonksiyonları için oldukça önemli bir vitamindir. Işığın gözdeki yapılar vasıtası ile odaklanması ve ardından beynin algılayabileceği şekilde elektrik sinyallerine dönüştürülmesinde görev alan bu vitamin aynı zamanda rhodopsin adı verilen pigmentin de temel yapı elemanlarından biridir. Rodopsin pigmenti gözün ışığa duyarlı bölümü olan retina tabakasında bulunur. Dolayısıyla yeterli düzeyde A vitamini tüketilmesi normal görme işlevlerinin korunması açısından oldukça önemlidir. 

A vitamini bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarını destekleyici özellik gösterir. Vücudun doğal bariyerleri içerisinde yer alan mukozal katmanlar göz, akciğer, bağırsaklar ve cinsiyet organları gibi yapılarda bulunur ve bateriler gibi hastalık oluşturma potansiyeline sahip canlıların geçişine engel olur. Normal mukozanın korunmasına katkıda bulunan A vitamini, bağışıklık sistemini destekleme özelliğini ise zararlı canlıların ortadan kaldırılmasından sorumlu beyaz kan hücrelerinin üretimine çeşitli katkılar sağlayarak gerçekleştirir. A vitamini aynı zamanda bazı T ve B lenfosit hücrelerinin gelişiminde de çeşitli roller oynar. Dolayısıyla A vitamini için kazanılmış bağışıklık yanıtının desteklenmesine katkıda bulunabilir ifadesi kullanılabilir. A vitamini, mukoza epitel hücrelerinin yenilenmesine yaptığı destek ile nötrofil, makrofaj ve natural killer gibi çeşitli bağışıklık hücrelerinin fonksiyonlarına da çeşitli katkılar sağlar. 

Yağda çözünen bir vitamin olan A vitamini aynı zamanda hücre özelleşmesinde de görev alır. Bu özelliği sayesinde birçok farklı dokunun büyümesinde rol oynayan A vitamini normal cildin korunmasına da katkıda bulunur. 

A Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir?

A vitamini başta normal görme fonksiyonu olmak üzere vücudun üreme, bağışıklık sistemi ve cilt sağlığı gibi birçok normal işlevi için önem arz eden bir vitamindir. Her ne kadar A vitamini eksikliği gelişmiş ülkelerde nadir görülen bir durum olsa da bazı gelişmekte olan ülkelerde bireylerin yeterli düzeyde A vitaminine ulaşma şansı olmayabilir. Kistik fibrozis hastaları, kronik diyare şikayeti bulunan bireyler, gebeler ve emzirme dönemindeki kadınlar A vitamini eksikliği gelişimi açısından riskli gruptaki kişileri oluşturur. 

A vitamini eksikliği ile oluşabilecek birçok belirti mevcuttur. Ciltte kuruluk, kaşıntı ve tahriş gibi şikayetler bu vitaminin eksikliği sonucu oluşabilecek problemlerin başında gelir. Her ne kadar bu şikayetlere neden olabilecek birçok farklı durum mevcut olsa da cilt kuruluğu nedenlerinden birinin A vitamini eksikliği de olabileceği unutulmamalıdır. Cilt kuruluğu dışında bazı bireylerde A vitamini eksikliği sonucu göz kuruluğu da meydana gelebilir. Ciddi A vitamini eksikliği bulunan bireylerde gece körlüğü adı verilen görme problemi ortaya çıkabilir. 

A vitamini aynı zamanda bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarına destek veren bir vitamindir. Dolayısıyla A vitamini eksikliği bulunan kişilerde bu sistemin işlevlerini tam olarak yerine getirememesi nedeniyle özellikle boğaz ve göğüs bölgesindeki solunum yolu enfeksiyonlarına karşı bir yatkınlık söz konusu olabilir. Bu konuda yapılan çeşitli bilimsel çalıştırmalar mevcut olup bu çalışmaların henüz bu teoriyi yeteri kadar destekleyecek sonuçlara sahip olmadığı unutulmamalıdır. 

A Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

A vitamini eksikliği gelişmiş ülkelerde çok fazla rastlanmayan bir durumdur. Ancak özellikle gelişmekte olan ülkelerde çeşitli gruplardaki bireylerde bu vitaminin eksikliğinin gelişmesine karşı bir yatkınlık ortaya çıkabilir. Preterm (miadından önce) doğan bebekler, gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerdeki gebeler, emziren kadınlar, süt çocukları ve ufak çocuklar ile kistik fibrozis hastası olan bireylerde A vitamini eksikliğinin gelişimi açısından artmış bir risk söz konusudur.  

Bu bireylerde ek olarak bazı zayıflama ilaçlarını kullanan kişilerde bu ilaçların yağ emilimi üzerine etkileri nedeniyle yağda çözünen vitamin düzeylerinde eksiklikler meydana gelebileceği için dikkatli olunması önerilir. A vitamini içeren takviye gıda ürünleri sindirim sisteminden bu vitamini tam olarak alamayan kişilerde gerekli desteğin sağlanması için etkili olabilir.

A Vitamini Fazlalığında Ne Olur?

A vitamini fazlalığı eksikliğinde olduğu gibi çeşitli problemlerin gelişmesinde rol oynayabileceği için dikkatli olunmalıdır. Dört yaş ve üzerindeki sağlıklı bireyler için günlük tüketilmesi önerilen A vitamini miktarı 800 mikrogramdır. Günlük beslenme referans değerinin 4-5 katı düzeyde A vitamini alınması halinde A vitamini toksisitesi (zehirlenmesi) olarak ifade edilen durum ortaya çıkabilir. A vitamini fazlalığı, bu vitaminin yağ dokusunda depolanabiliyor olması nedeniyle vitaminin aşırı düzeyde tüketildiği zamanın sonrasında da oluşabilir. Tek seferde aşırı miktarda A vitamini tüketilmesi halinde ise akut (ani başlangıçlı) A vitamini zehirlenmesi tablosu oluşarak çeşitli önemli şikayetlerin gelişimine neden olabilir.  

Kronik (uzun süreli) A vitamini toksisitesi aynı zamanda hipervitaminoz olarak da isimlendirilir. Bu durumun gelişmesi ile oluşabilecek şikayetler şu şekildedir:

  • Görme problemleri

  • Eklem ve kemik ağrıları

  • İştahta azalma

  • Bulantı kusma

  • Güneş ışığına hassasiyet

  • Saç dökülmesi

  • Baş ağrısı

  • Cilt kuruluğu, kaşıntı

  • Karaciğer hasarı

  • Sarılık

  • Büyümede gerilik

  • Bilinç bulanıklığı

Bu vitaminin akut zehirlenmeleri kronik zehirlenmelerine göre daha nadir görülüyor olsa da oluşması halinde ağır karaciğer hasarı ve kafa içi basınç artışı gibi yaşamı tehdit eden durumlara zemin hazırlayabileceği için bilinçli olunmalıdır.

A vitamini gebelik döneminde teratojenik etki gösterebilir. Teratojenik etki fetüse geçerek çeşitli anormalliklerin gelişimini tetikleyici özellik gösterebilir demektir. Özellikle embriyonun baş bölgesinde farklılaşmaya neden olan A vitamini kafatası, yüz, kalp ve merkezi sinir sistemi yapılarının gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle o bölgede yaşayan insanların genelinde herhangi bir A vitamini eksikliği durumu bulunmaması halinde gebelik döneminde A vitamini kullanımından kaçınılması önerilir. 

A Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

Dengeli ve düzenli bir beslenme programına uyulması sağlıklı yaşamın olmazsa olmazları arasında yer alır. Bu şekilde hazırlanacak bir diyet programı bir kişinin günlük tüketilmesi önerilen A vitamini alımını gerçekleştirmesini sağlayabilir. Hayvan karaciğer etleri A vitamini açısından en zengin gıdalar arasındadırlar. Bu durum insanlarda olduğu gibi hayvanların da A vitamini karaciğerde depolayabiliyor olmasından kaynaklanır. 100 gram olarak servis edilen bir sığır karaciğer eti içerisinde yaklaşık olarak 6,5 mikrogram A vitamini barındırır ve bu değer günlük tüketilmesi önerilen referans değerin yaklaşık olarak 7 katından fazladır. Bir organ eti olarak karaciğer eti aynı zamanda protein açısından da zengindir. A vitamini ve proteine ek olarak bakır, B2 vitamini, B12 vitamini, demir, folat ve kolin gibi maddeler de karaciğer etinin içerisinde bulunabilir. Bu et kullanılarak üretilen şarküteri ürünleri, bir diğer A vitamini kaynağı gıda maddesini oluşturur.

Hayvansal kaynaklar dışında çeşitli bitkisel gıdalar da A vitamini açısından zengin bir içeriğe sahiptirler. Havuç, beta karoten içeriği yüksek bir sebzedir. Yaklaşık olarak yarım fincan çiğ havuç 450 mikrogram A vitamini içerebilir ve bu rakam günlük tüketilmesi önerilen miktarın yarısına tekabül eder. Bu sebzenin düşük kalorili bir gıda olması onun aynı zamanda sağlıklı bir atıştırmalık olarak değerlendirilmesini de sağlar. 

Bitkisel kaynaklı bir diğer A vitamini kaynağı olan börülce aynı zamanda lif içeriği bakımından da zengin bir gıdadır. Çok amaçlı kullanılabilen bu baklagil salata veya yemeği yapılarak tüketilebilir. 

Ispanak, oldukça lezzetli ve mikro besin maddesi içeriği yüksek bir yeşil yapraklı sebzedir. Yarım bardak haşlanmış ıspanağın içerisinde yaklaşık 570 mikrogram A vitamini yer alır. Ispanak aynı zamanda önemli bir magnezyum ve demir kaynağıdır. Oldukça sağlıklı bir diğer sebze olan brokoli yarım bardak porsiyon olarak servis edilmesi halinde içerisinde 60 mikrogram A vitamini bulundurur. Aynı zamanda 15 kalori değeri ile oldukça düşük bir enerji miktarına sahip olan yarım bardak brokoli aynı zamanda oldukça iyi bir C ve K vitamini kaynağıdır. 

Newulife Kapsül İçeriğindeki A Vitamini İle Bağışıklık Sisteminizin Normal Fonksiyonuna Katkıda Bulunun

A vitamini bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarını destekleyici özellik gösterir. Newulife Kapsül A vitamini içerir; A vitamini bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna katkıda bulunur. Bağışıklık sistemi çeşitli hücre ve organlardan oluşan kompleks bir yapıdır. Bağışıklık sisteminin temel görevi vücuda ait olan ile yabancı olanı ayırt etmektir. Bu sistem çeşitli hücre ve organlardan oluşan kompleks bir yapıdır. Newulife Kapsül içeriğindeki A, B6, B12, C, D vitaminleri ve Demir, Çinko, Bakır, Selenyum, Folik Asit bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna katkıda bulunur. Newulife Kapsül içeriğinde bulunan A vitamini ayrıca normal cildin ve normal görme yetisinin korunmasına da katkıda bulunur.

 

Referanslar

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK482362/

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-a

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/219486

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-a-benefits

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-a-deficiency-symptoms

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/324493

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6162863/

  • https://www.nature.com/articles/nri2378#citeas

NEWULİFE B VİTAMİNİ

mineral

  • İçindekiler

  • B Vitamini Nedir?

  • B Vitamini Türleri ve Özellikleri Nelerdir?

  • B Vitamini Faydaları Nelerdir?

  • B Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir?

  • B Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

  • B Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

B vitamini, vücut fonksiyonlarında hayati öneme sahip vitaminlerden biridir. C vitamini gibi suda çözünen vitaminler grubuna dahil olan B vitamini, altında farklı B vitamini türevleri bulunan, B kompleks adı verilen bir vitamin grubudur. Suda çözünen vitaminlerin, vücutta depolanamadığı için beslenme yoluyla günlük olarak alınması gereklidir.

B Vitamini Nedir?

B kompleks grubunu; tiamin (B1), riboflavin (B2), niasin (B3), pantenol (B5), pridoksin (B6), biyotin (B7), folat (B9) ve kobalamin (B12) vitaminleri oluşturur. Her bir B vitamini türevinin farklı işlevleri bulunur ve vücutta farklı süreçlerde önemli görevler alır.

B Vitamini Türleri ve Özellikleri Nelerdir?

B1 (Tiamin)

B1 vitamini, diğer adıyla tiamin; besinleri parçalarına ayırarak enerji üretimine katkıda bulunur ve kalbin sağlıklı işleyişini destekler. Bezelye, nohut, muz, portakal, kuru yemişler, tam tahıllı besinler ve karaciğerde bulunur.

B2 (Riboflavin)

B2 vitamini olarak da bilinen riboflavin, vücudun normal enerji metabolizmasına katkıda bulunduğu gibi kan hücrelerin ve mukozanın korunmasına yardımcı olur; vücuttaki demirin işleyişinde görev alır ve yorgunluğun azalmasına katkıda bulunur. B2 vitamini; süt, yoğurt, yumurta, kırmızı et, somon ve tuna ve mantarda bulunur. UV ışığı riboflavin vitamininin yapısında bozulmaya neden olabildiği için bu besinlerin direkt günışığından korunması gerekir.

B3 (Niasin)

Niasin, saçın ve cildin sağlıklı yapısının korunmasına yardımcı olur ve besinlerden enerji üretimi sürecine katkıda bulunur. Niasin aynı zamanda yorgunluğun azaltılmasında da etkilidir. Kırmızı et, balık, buğday unu ve yumurtada bulunur.

B5 (Pantetonik Asit, Pantenol)

Diğer adı pantenol ya da pantetonik asit olan vitamin B5, besinlerden enerji üretilmesinde görev alır. Steroid hormonlarının ve D vitamininin sentezine ve normal işleyişine de yardımcı olur. Başta brokoli, patates, lahana, tam tahıllı besinler ve hayvansal gıdalar olmak üzere neredeyse tüm besinlerde bulunur. Beyaz et, kırmızı et, karaciğer ve böbrek gibi sakatatlar, yumurta, mantar ve avokado yoğun B5 vitamini içeren besinlerdir.

B6 (Pridoksin, Pridoksamin)

Pridoksin veya diğer adıyla B6 vitamini, protein ve karbonhidratlardan elde edilen enerjinin vücut fonksiyonlarında kullanılması ve depolanması süreçlerine yardımcı olur. Kana kırmızı rengini veren ve oksijen taşıyan hemoglobinin yapımında görev alır. Aynı zamanda, bağışıklık sisteminin normal işleyişini sürdürmesinde de görev alan bir vitamindir. B6 vitamini beyaz et, bazı balıklar, yer fıstığı, soya fasulyesi, buğday, yulaf, muz ve sütte bulunur.

B7 (Biyotin)

Biyotin olarak da bilinen B7 vitamini, saç ve cilt sağlığının korunmasında görev alır; vücudun enerji metabolizmasına katkıda bulunur. Biyotin pek çok besinde bulunur ancak besinlerde bulunan biyotin oldukça az miktardadır.

B9 (Folik Asit, Folat)

Folat, B9 vitaminin diğer adıdır. Yapay olarak üretilen folat, folik asit ismiyle bilinir. Folat; kırmızı kan hücrelerinin üretimi, amino asitlerin sentezi ve hücre bölünmesi gibi vücut için son derece önemli süreçlerde rol alır. Düşük folat değerleri fetüslerin gelişiminde bazı aksaklıklar oluşması için bir risk faktörü olduğundan, hamilelere takviye folik asit alınması önerilir. Brokoli, Brüksel lahanası, ıspanak, lahana, baklagiller ve karaciğer, folat içeren besinlerden bazılarıdır. Folat aynı zamanda yorgunluğun ve bitkinliğin azalmasına da katkıda bulunur.

B12 (Kobalamin)

Kobalamin ya da B12; besinlerden enerji üretimi, kırmızı kan hücresi üretimi ve folatın vücut fonksiyonlarında kullanımı gibi süreçlerde görev alır. Uzun süreli B12 eksikliği anemiye yol açabilir. Kırmızı et, balık, süt ve süt ürünleri ve yumurtada bulunur. B12 bitkisel besinlerde bulunmadığından, hayvansal gıda içermeyen beslenme biçimlerinde B12 eksikliği ortaya çıkabilir. Vejetaryen ve vegan diyet uygulayan bireylerin B12 takviyesi alması önerilir.

B Vitamini Faydaları Nelerdir?

B kompleks vitaminleri, hücre yapımından beyin fonksiyonlarının korunmasına ve besinlerden enerji üretimine kadar hayati pek çok fonksiyonu düzenler. Kırmızı kan hücrelerinin üretimi, göz sağlığı, sağlıklı beyin fonksiyonları, sindirim sisteminin düzenli çalışması, iştahın düzenlenmesi, hormon ve kolesterol üretimi, sinir sistemi ve kalp-damar sağlığına destek olmakla beraber kas dokusunun korunmasında da önemli rol oynar. Özellikle folat değerlerinin ideal düzeyde olması, hamilelik süresince bebeğin sağlıklı gelişimi için gereklidir; bu sebeple gebelere takviye olarak folik asit alınması önerilir. B vitamini, hamile kadınlarda enerji seviyesinin düzenlenmesine de yardımcı olur.

B Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir?

B kompleks vitaminleri birden fazla vitaminden oluştuğundan, her bir B vitamini türevinin eksikliğinde ortaya çıkabilecek problemler değişkenlik gösterir. B kompleks vitamini de diğer vitamin ve mineraller gibi beslenme yoluyla alınabildiğinden, dengeli beslenmeye özen göstermek vitamin ve mineral eksikliklerinden korunmak için büyük önem taşır.

En sık görülen B vitamini eksikliği B12 vitamini eksikliğidir. B12 eksikliğinin genel belirtileri; yorgunluk, kabızlık, iştah azalmasına bağlı olarak kilo kaybı, eller ve ayaklarda uyuşma ya da karıncalanma, denge problemleri, zihin bulanıklığı, hafıza problemleri ve ağızda yaralar olarak görülür. B12 eksikliğinde ortaya çıkabilen anemi, kemik iliği tarafından üretilen anormal şekillerdeki kırmızı kan hücrelerinin görevlerini yerine getirememesi sebebiyle oluşur.

Eksikliği sık görülen diğer bir B vitamini türü B6’dır. B6 vitamini eksikliğinde B12’de olduğu gibi anemi ve ek olarak cilt problemleri ortaya çıkabilir. Kaşıntılı döküntüler ve ağız kenarında oluşabilen yaralar da sık karşılaşılan belirtilerdir. Ayrıca depresyon, zihin bulanıklığı, bulantı ve enfeksiyonlar karşısında savunma sisteminin zayıflaması da B6 vitamini eksikliğinde görülen diğer belirtiler arasındadır.

B9 vitamini (folat) eksikliğinde anemi ve anemiye bağlı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler; yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, sinirlilik hâli, baş ağrısı, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, ağızda açık yaralar ve cilt, saç ve tırnaklarda renk değişimidir.

B3 vitamini olan niasin, sindirime ve iştahın düzenlenmesine katkıda bulunur. Eksikliğinde sindirim problemleri, yorgunluk ve kusma görülebilir.

B Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

B vitamini eksikliğinin en önemli sebebi sağlıksız beslenmedir. Bol çeşitli besinlere yer verilen bir beslenme düzeni ile B vitaminleri eksikliğinden korunmak mümkündür. Ancak, yeterli ve dengeli beslenme düzeninin mümkün olmadığı durumlarda ya da çeşitli sindirim sistemi hastalıkları sonucu oluşan emilim bozukluklarında vitamin ve mineral eksiklikleri ortaya çıkabilir.

Vitamin ve mineral eksikliklerinde bazı gruplar diğerlerine göre daha büyük risk altındadır. Hamileler, çölyak ve Crohn gibi kronik sindirim sistemi hastalıklarına sahip kişiler; çeşitli hastalıklar sebebiyle bağışıklık sistemi baskı altında olanlar ve yüksek miktarlarda alkol kullanan kişilerde B vitamini grubundaki vitaminlerin eksikliği toplumun diğer kesimlerine göre daha sık görülür.

B Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

B kompleks vitaminleri genel olarak hayvansal gıdalar, kuru yemişler, bazı meyveler ve özellikle yeşil yapraklı sebzelerde bulunur.

  • B1 vitamini; bezelye, nohut, muz, portakal, kuru yemişler, tam tahıllı besinler ve karaciğerde,

  • B2 vitamini; süt, yoğurt, yumurta ve mantarda,

  • B3 vitamini; hayvansal gıdalar, bazı kuru yemişler, buğday unu, yumurta, baklagiller ve tahıllarda,

  • B5 vitamini, besinlerin neredeyse tamamında,

  • B6 vitamini; süt, beyaz et, sakatat, bazı balıklar, yer fıstığı, soya fasulyesi, buğday, yulaf, patateste ve narenciyeler dışında kalan meyvelerde,

  • B9 vitamini (folat); karaciğer, kuşkonmaz, Brüksel lahanası, ıspanak başta olmak üzere koyu yeşil yapraklı sebzelerde; portakal başta olmak üzere diğer meyvelerde, yer fıstığı ve diğer bazı kuru yemişlerde, kuru fasulye ve diğer kuru baklagillerde,

  • B12 vitamini; karaciğer, istiridye, balık, beyaz et ve kırmızı ette ve süt, süt ürünleri ve yumurta gibi hayvansal gıdalarda bulunur.

B Vitamini İçeren Newulife Ürünleri ile Enerji Metabolizmanızı Destekleyin

New U Life Vitamin 

Newulife vitamin grubu serisinin kadınların, erkeklerin ve herkesin günlük kullanımına uygun beş formu bulunmaktadır. Bu serinin herkesin kullanımına uygun olan versiyonu New U Life 12 vitamin ve 6 çeşit mineral içerir. İçeriğinde öne çıkan B kompleks ve çinko ile günlük enerji metabolizmasını desteklemeye yardımcı olur, günlük temel besin ihtiyacına destek olur ve bağışıklığı destekler.

New U Women

New U Women, kadınların günlük kullanımına uygundur. B kompleks vitaminlerini içeren New U Women, günlük temel besin ihtiyaçlarına ve enerji oluşumuna katkıda bulunur. Bağışıklığı destekler. Sağlıklı saç, tırnak ve cilt oluşumunun korunmasına yardımcı olur.

New U Man, erkeklerin günlük kullanıma uygun bir multivitamin ve mineral takviyesidir. B kompleks vitaminlerini içeren New U Man günlük temel besin ihtiyaçlarına ve enerji oluşumuna katkıda bulunur. Bağışıklığı destekler. Kas fonksiyonlarının korunmasına yardımcı olur.

New U Man

Newulife, içerdiği 8 vitamin, 4 mineral ve Omega 3 ile 50 yaş üstü kişilerin temel besin ihtiyaçlarını karşılar, günlük fiziksel ve zihinsel enerji oluşumuna katkıda bulunur. Aynı zamanda normal kalp ve beyin fonksiyonlarının çalışmasını desteklerken, normal görme yetisine de katkıda bulunur.

Referanslar

  • https://www.healthline.com/health/food-nutrition/vitamin-b-complex

  • https://www.healthline.com/health/symptoms-of-vitamin-b-deficiency

  • https://www.nhs.uk/conditions/vitamins-and-minerals/vitamin-b/

  • https://www.betterhealth.vic.gov.au/health/healthyliving/vitamin-b

  • https://www.hsph.harvard.edu/nutritionsource/vitamins/vitamin-b/


NEWULİFE C VİTAMİNİ

mineral

  • İçindekiler

  • C Vitamini Nedir?

  • C Vitamini Faydaları Nelerdir?

  • C Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir?

  • C Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

  • C Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

C vitamini, vücudun bağışıklık sisteminin en çok ihtiyaç duyduğu vitaminlerden biridir. Diğer vitamin ve mineraller gibi besinler yoluyla vücuda alınır. En çok meyve ve sebzelerde bulunan C vitaminin besinler yoluyla yeterli miktarda alınamaması hâlinde besin takviyeleriyle de alınması mümkündür. C vitamini; bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, zararlı moleküllerle savaşma, kolajen üretimi ve protein sentezi gibi önemli vücut fonksiyonlarında görev alır. Suda çözünen C vitaminin fazlası vücutta depolanmaz, günlük olarak dışardan alınması gerekir.

C Vitamini Nedir?

C vitamini vücutta en etkili vitaminler arasında yer alır. İnsan vücudu C vitaminini sentezleyemediği için dışarıdan besinler ya da takviyeler yoluyla alınması gerekmektedir. C vitamini; vücut dokularının oluşması, büyümesi ve onarılması için gerekli bir vitamindir. Bağışıklık sisteminin normal işleyişine katkıda bulunur. Aynı zamanda antioksidan özelliği olan C vitamini, bu özelliği sayesinde vücutta birikmesi sonucu hastalıklara neden olabilecek zararlı moleküllerle savaşmada da rol oynar.

C vitamini, vücuda alınması oldukça kolay olan bir vitamindir. Pek çok meyve ve sebzede bulunur. Beslenmesine bol miktarda meyve ve sebze dahil eden kişilerde C vitamini genellikle ideal düzeyde görülür. Çeşitli sebeplerle yeterli meyve ve sebze tüketemeyen kişilerin ise takviye yoluyla C vitamini alması önerilir.

Beslenme yoluyla vücuda yeterli miktarda C vitamini alınabilmesi için, günde ortalama 5 porsiyon çeşitli meyve ve sebzelerin tüketilmesi önerilir. Bu beslenme biçimi, vücudun ihtiyaç duyduğu diğer vitamin ve minerallerin alımı için de gereklidir. C vitamini içeren meyve ve sebzelerin mümkün olduğunca çiğ ya da az pişmiş olarak tüketilmesi önerilmektedir; bu besinler, yüksek sıcaklıklarda içeriğindeki C vitamininin bir kısmını kaybedebilirler.

C Vitamini Faydaları Nelerdir? 

C vitamini tüm vücut dokularının gelişimi ve onarımı için hayati öneme sahip bir vitamindir. Demir emilimini artırmasıyla beraber; kan damarları, kemikler, kıkırdaklar, diş ve diş etleri ve cildin sağlığının korunması için gerekli olan kolajenin üretilmesinde rol alır.

C vitamini, ayrıca vücudu serbest radikallerin (zararlı moleküllerin) etkilerine karşı koruyan önemli bir antioksidandır. C vitamini kendi başına bir antioksidan olarak hareket etmenin yanı sıra diğer antioksidanların sağlıklı çalışmasına da katkıda bulunur. 

Emilimi diğer vitamin ve minerallere göre daha kolay olan C vitamini, takviyeler ve besinlerden hızlıca emilir. Demir içeren besinlerle birlikte alındığında ise demir emilimini artırır. Böylelikle bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur.

Cildin ve bağ dokunun önemli bir bileşeni olan kolajen, yaşlanma karşıtı etkilere sahip olmanın yanı sıra yaraların iyileşmesinde de büyük rol oynar. Yaşın ilerlemesi ile birlikte vücudun kolajen üretimi kapasitesi azaldığından, yaraların iyileşmesi zorlaşır ve cilt esnekliğini ve canlılığını kaybeder. Bu dönemde yeterli miktarda C vitamini almak daha da önem kazanır.

C vitamini, soğuk algınlığına karşı iyileştirici özelliğe sahip değildir. Ancak, soğuk algınlığına bağlı gelişen belirtilerin şiddetinin azalmasına yardımcı olur ve bağışıklık sistemine destek olarak vücudun bakteri ve virüslerle savaşmasını kolaylaştırır.

C vitamini, aynı zamanda yoğun egzersiz sırasında ve sonrasında bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olarak yorgunluğun ve bitkinliğin azalmasına da katkı sağlar.

C Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir?

C vitamini vücutta depolanamadığı ve üretilemediği için besinler yoluyla alınması gerekir. C vitamini eksikliği, hastalıklara doğrudan neden olmasa da C vitaminin aktif olarak görev aldığı süreçlerde aksamalara yol açabilir. 300 mg’dan düşük C vitamini değerleri, C vitamini eksikliğine işaret eder.

C vitamini eksikliğinin başlıca belirtileri bitkinlik, anemi, kanama ve morarma ve diş eti problemleri olarak sayılabilir. Bu belirtiler gözlemlendiği takdirde, C vitamini içeren besinlerin beslenme düzenine katılması veya C vitamini takviyesi alınması gereklidir.

C Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir?

Toplumun bazı kesimleri C vitamini eksikliğine diğerlerinden daha yatkındır. Bunların başında sigara kullananlar ve pasif içiciler gelir. Bebeklerin anne sütü ile beslenmesi gereken dönemde inek sütü ile beslenmesi de C vitamini eksikliğine yol açabilir. Bunun sebebi, inek sütünde oldukça az miktarda C vitamini bulunması ve sütün kaynatılması ile birlikte bu vitaminin kaybolmasıdır. 

Tek tip besinlerle beslenen kişilerde de C vitamini eksikliği gelişebilir. Özellikle beslenmesine meyve ve sebzeleri dahil etmeyen kişiler, yeterli miktarda C vitamini almakta zorluk çekebilir. Stres de vücuttaki C vitamini seviyesini etkileyen diğer bir faktördür. Diğer taraftan, yeterli ve dengeli beslenmeye rağmen çeşitli sindirim sistemi hastalıklarına sahip kişilerde emilim problemlerine bağlı olarak C vitamini eksikliği gelişebilmektedir.

C Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

C vitamini pek çok meyve ve sebzede doğal olarak bulunur. Özellikle narenciye meyveler bunların başında gelir. C vitamini yönünden zengin diğer besinler arasında; kırmızı ve yeşil biber, portakal, kivi, brokoli, kırmızı lahana ve domates sayılabilir. Patates, Brüksel lahanası, lahana, karnabahar ve çilekte de C vitamini bulunur.

C vitamini içeren besinler uzun süre açıkta bırakıldığında ya da uzun süre pişirildiğinde vitamin değerlerini kaybedebilir. Bu sebeple, beslenme yoluyla C vitaminini alabilmek için meyve ve sebzelerin mümkün olduğunca taze ve çiğ olarak tüketilmesi önerilir. Sebzelerdeki vitamin değerlerini korumak için buharda haşlama yöntemi kullanılabilir.

C Vitamini İçeren Newulife Ürünleri ile Bağışıklık Sisteminize Destek Olun

Newulife içeriğinde C vitamini bulunan takviye ürünlerdir. Her bir Newulife besin takviyesi, hedef tüketici kitlesinin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiştir ve uygun dozda C vitamini içerir.

Referanslar

  • https://ods.od.nih.gov/factsheets/VitaminC-HealthProfessional/

  • https://www.webmd.com/diet/features/the-benefits-of-vitamin-c#3

  • https://www.mayoclinic.org/drugs-supplements-vitamin-c/art-20363932

NEWULİFE D VİTAMİNİ

mineral

  • İçindekiler

  • D Vitamini Nedir?

  • D Vitamini Faydaları Nelerdir?

  • D Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir, Kimlerde Görülür?

  • D Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

  • D Vitamini Fazlalığında Ne Olur?

  • D Vitamini Hangi Kaynaklardan Alınır?

  • D Vitamini Hangi Kaynaklardan Alınır?

  • D Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

İnsan vücudu güneş maruziyeti ile D vitaminini sentezleyebilme özelliğine sahiptir. Güneş ışığına ek olarak çeşitli besinler ve takviye gıda ürünleri de D vitamini kaynağı olarak kullanılabilir. D vitamininin vücut için vazgeçilmez olmasının başta kemik ve diş sağlığı olmak üzere birçok sebebi vardır. Adı vitamin olmasına rağmen bir öncü hormon gibi hareket eden D vitamini diğer vitaminlerden, birçok farklı özelliği olması nedeniyle ayrılır. 

D Vitamini Nedir?

D vitamini diğer vitamin sınıfı mikro besin maddelerinden oldukça farklı bir maddedir. Aslında steroid yapıda bir hormon olan D vitamini güneş ışığı maruziyeti sonrasında deride kolesterol kullanılarak sentezlenebilir. Bu nedenle D vitamini aynı zamanda güneş ışığı vitamini olarak da bilinir. Bazı durumlarda güneş ışığı bireyin vücudu için gerekli D vitamini düzeyine ulaşması için yeterli olmayabilir. Böyle durumlarda bu vitamini içeren sınırlı sayıda besinin tüketilmesi veya diyetin çeşitli ürünlerle desteklenmesi katkı sağlayabilir. 

D vitamini eksikliği dünya üzerindeki insanların neredeyse yarısını etkileyen bir durumdur. Farklı ırk ve yaş gruplarındaki yaklaşık olarak 1 milyar insanın D vitamini seviyesi normal kabul edilen değerlerin altında tespit edilir. D vitamini yağda çözünen bir vitamindir ve dolayısıyla yağ yapıdaki maddelerin içerisinde eriyerek vücutta uzun süreli olarak depolanabilir. Gıdalar ile vücuda alınan D vitamini temel olarak iki formdadır. D3 vitamini olarak bilinen kolekalsiferol yumurta sarısı ve yağlı soğuk su balıkları gibi hayvansal kaynaklı gıdalar ile vücuda alınır. D2 vitamini olarak isimlendirilen ergokalsiferol ise mantar ve maya gibi bitkisel kaynaklı gıdalar içerisindedir. 

D Vitamini Faydaları Nelerdir? 

D vitamini vücuda alındıktan sonra etki gösterebilmesi için öncelikle aktif formuna dönüştürülmelidir. Bu aktifleşme sürecinde ilk olarak karaciğerde bazı işlemlerden geçen D vitamininin aynı zamanda depo formu olan halini alması sağlanır. Bu işlemin ardından ise böbreklere ulaş D vitamini kalsitriol olarak isimlendirilen aktif steroid hormon formuna dönüştürülür. Kalsitriol hücreler üzerindeki kendi reseptörü (almaç) ile etkileşerek çeşitli vücut fonksiyonlarında düzenleyici etki gösterebilir. D vitaminin reseptörleri vücuttaki neredeyse tüm hücrelerin yüzeyinde yer alması bu vitaminin önemine işaret eden önemli bir bilgidir. D vitaminin bu reseptör yapısı ile etkileşime geçmesi sonrasında çeşitli genlerin açıp kapanmasını sağlayarak çeşitli hücresel değişiklikler meydana getirir. Bu süreç steroid yapıdaki hormonların çalışma mantığına oldukça benzerdir.  

D vitamini, kalsiyum ve fosforun normal emilimine katkı sağlayan bir vitamindir. Kalsiyumun normal kan düzeyine katkı yapması ince bağırsaklardan emilimine ve böbreklerden geri emilimine yaptığı destek sayesindedir. 

D Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir? 

D vitamini vücudun birçok sistemini etkileyebilen oldukça önemli bir vitamindir. Diğer vitaminlerden farklı olarak bir hormon gibi işlev gösteren D vitamini vücudun herhangi bir hücresini etkileyerek çeşitli değişikliklerin meydana gelmesini tetikleyebilir. Vücutta güneş ışınlarının etkileşimi ile deride kolesterol kullanılarak sentezlenebiliyor olmasının yanında çeşitli mandıra ürünleri ve yağlı balıkların tüketilmesi ile de D vitamini elde edilebilir. D vitamininin sadece gıdalar vasıtası ile vücuda alınması bazı bireylerde bu vitamin için yeterli düzeye ulaşılmasını sağlayamayabilir. Ekvator çizgisine yakın yaşayan ve güneş ışını maruziyeti yüksek olan kesimlerde cilt üzerinde yeterli miktarda vitamin sentezlenebildiği için D vitamini eksikliği olgularına pek fazla rastlanılmamaktadır. Ancak diğer coğrafyalarda güneşten yeterince faydalanmayan kişilerde bir süre sonra D vitamini eksikliği oluşabileceği için dikkatli olunması önerilir. D vitamini eksikliği oluşan bazı bireylerde oluşan şikayetler oldukça silik olabilir ve kişi kendisinde bu durumun mevcut olduğunun farkında olmayabilir. Zaman içerisinde yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek bu belirtiler hakkında bilinçli olunması önerilir:

  • D vitamini bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarına katkıda bulunan bir vitamindir. Vücutta hastalık oluşturma potansiyeline sahip mikro canlılar ile girişilen mücadelede oldukça önemli bir rol oynayan bu vitaminin eksikliği bazı kişilerde enfeksiyon gelişimine karşı yatkınlık yaratabileceği için dikkatli olunmalıdır. 

  • D vitamini normal kas ve kemiklerin korunmasına katkıda bulunur. Bu etkisini öncelikle kalsiyum emilimini destekleyerek gerçekleştiren bu vitaminin eksikliğinde kemik ve bel ağrısı gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Vitamin düzeyinin azalması ve kalsiyum emiliminin etkilenmesi sonrasında oluşan kemik mineralizasyon kaybı aynı zamanda kırıklara karşı bir yatkınlık yaratabileceği için dikkatli olunması önerilir. 

D vitamini eksikliği sonrası oluşan belirtilerin oldukça çeşilti olması nedeniyle D vitamini eksikliği bulunan çoğu kişi bu durumununun farkında olmayabilir. Ancak hekimler kişide D vitamini eksikliği gelişimine dair risk faktörlerinin bulunması ve şikayetlerinin bu tablo ile uyumlu olması halinde basit kan tetkikleri ile durumu tespit ve tedavi edebilirler. 

D Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir, Kimlerde Görülür? 

D vitamini eksikliğinin oluşmasında birçok faktör rol oynayabilir. Yeterince D vitamini içeren gıda tüketilmemesi, vücutta bu vitaminin emilimi veya kullanımı ile ilgili bir problem oluşması ya da güneş ışınlarına yeterince maruz kalınmaması, D vitamini eksikliğinin başlıca nedenleri arasındadır.

İçeriği zenginleştirilmiş gıdalar ve çeşitli ürünler D vitamini ihtiva edebilir. Bu besin maddelerini tüketmeyen bazı kişilerde zaman içerisinde D vitamini seviyesinde bir azalma söz konusu olabilir. Bazı kişiler ise beslenme faktörüne ek olarak çalışma koşulları veya mevsimsel etkenler nedeniyle güneş ışınlarından yeterince yararlanamazlar. Yaşanılan çevrenin dünya üzerindeki konumu da ciltten D vitamini sentezinde önemli bir konudur. Özellikle kuzey kesimlerde yaşayan kişilerde kış aylarında yeterince güneş ışını ile temas sağlanamayabilir. Çok sıcak iklimlerde yaşayan bireyler de D vitamini eksikliği açısından risk altındadır. Sıcak ve nemli ortamlardan kaçınmak için klimalı ve kapalı ortamların tercih edilmesi güneş ışını maruziyetini azaltarak ciltte sentezlenen D vitamini düzeyinin azalması ile sonuçlanabilir. Bazı bölgelerde hava kirliliği nedeniyle yeryüzüne ulaşan güneş ışını düzeyinde bir azalma meydana gelebilir. Aynı zamanda havanın kirli olduğu bölgelerde yaşayan kişiler bu kirli havaya maruz kalmamak için kapalı ortamlarda kalmayı tercih edebilir.

Çevresel faktörlere ek olarak Crohn veya çölyak hastalığı gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarında D vitamini de dahil olmak üzere çeşitli maddelerin emiliminde problem yaşanabilir. 

Kolesterol metabolizması üzerine etki eden bazı ilaçların kullanımı sonrasında D vitamini emilimi ve sentezi olumsuz yönde etkilenebileceği için bilinçli olunmalıdır.

Koyu cilt rengi olan kişiler açık ten renkli kişilere göre D vitamini sentezi için daha fazla güneş ışığına gereksinim duyar. Ancak açık ten renkli kişilerde güneş ışınları ile oluşabilecek hasar daha fazla olabileceği için dikkatli olunmalıdır. 

D vitaminin aktifleşmesi böbrek ve karaciğerde gerçekleştirilir. Dolayısıyla bu organlar ile ilgili problemler varlığında bireyde aktif D vitamini düzeylerinde bir azalma söz konusu olabilir. 

D Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

Yağda çözünebilen vitaminler arasında yer alan D vitamini, normal kalsiyum dengesi ve normal kemik metabolizması için oldukça önemli katkılar sağlar. Bu vitaminin normal kabul edilen değerin çok altında olması çocuklarda raşitizm yetişkinlerde ise osteomalazi olarak isimlendirilen kemik patolojileri ile kendisini gösterebilir. 1930’lu yıllarda başlayan süt ve süt ürünlerinin D vitamini ile zenginleştirilmesi işlemi sayesinde günümüzde raşitizm vakalarına pek sık rastlanılmaz. Ancak bu vitaminin sessiz bir seyir izleyebilen eksikliği hali dünya üzerinde neredeyse 1 milyar insanı etkileyen bir durumdur. Kemik erimesi ile de ilişkilendirilen D vitamini eksikliğinde kemik mineralizasyonunun olumsuz yönde etkilenmesi ile düşme ve kırıklara karşı bir yatkınlık meydana gelebileceği için dikkatli olunmalıdır.

D Vitamini Fazlalığında Ne Olur? 

Günlük tüketilmesi önerilen D vitamini miktarı 5 mikrogramdır. Bu değer yaklaşık olarak 200 IU birime tekabül eder. Günlük tüketilecek 100 IU D3 vitamini bireyin kan D vitamini seviyesini yaklaşık olarak 1 ng/ml (2,5 nmol/l) artırıcı etki gösterebilir. Uzun süreli yüksek doz vitamin kullanımı sonrasında vücutta aşırı miktarda D vitamini birikimi meydana gelebilir. D vitamini intoksikasyonu (zehirlenmesi) bu vitaminin değerinin ml kanda 150 ng seviyesinin üzerine ulaştığında başlar. Bu vitaminin yağ dokuda depolanarak kan dolaşımına yavaşça salnıyor oluşu nedeniyle intoksikasyonun etkileri kişi D vitamini kullanımını sonlandırmış olmasına rağmen aylar boyunca devam edebilir. Ancak D vitamini fazlalığının çok sık rastlanılan bir durum olmadığı unutulmamalıdır.  

D vitamini fazlalığı vücutta çeşitli durumları tetikleyici özellik gösterebilir. Normal kalsiyum emiliminde artışa neden olan d vitamini fazlalığı hiperkalsemi adı verilen duruma yol açarak sindirim problemleri, halsizlik, sersemlik, aşırı susama ve sık idrara çıkma gibi şikayetlere neden olabilir. Bu durum aynı zamanda başta böbrekler olmak üzere çeşitli organları da olumsuz yönde etkileyebileceği için bilinçli olunmalıdır.

D Vitamini Hangi Kaynaklardan Alınır? 

D vitamini için kaynakların başında güneş ışınları yer alır. İnsan cildi kolesterol maddesini kullanarak D vitaminin öncü formlarını sentezleyebilme kapasitesine sahiptir. Sentezlenen bu öncü vitaminin güneş ışınlarından özellikle UVB ışınlarla etkileşimi sonrasında D vitamini meydana gelir. Güneş ışınlarından yararlanırken bu süre zarfının kısa tutulması gerektiği unutulmamalıdır. Uzamış süreli güneş ışını maruziyetlerinde başta güneş yanıkları olmak üzere çeşitli cilt problemleri meydana gelebileceği için dikkatli olunması önerilir. Güneş ışını maruziyetinin bireyinin cilt özellikleri göz önünde bulundurularak günlük 10-30 dakika arasında tutulması önerilir. 

Güneş ışınları dışında çeşitli içeriği zenginleştirilmiş besinler ve takviye gıda ürünleri tüketilerek de vücuda D vitamini alımı gerçekleştirilebilir. 

D Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur? 

D vitaminin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi son yılların popüler araştırma konuları arasında yer alır. D vitaminin vücudun neredeyse tüm hücrelerinde reseptörüne sahip olması nedeniyle bağışıklık sistemi hücreleri üzerinde de etki gösterebileceğine işaret eder. Bu hücrelerin işlevleri ile ilgili meydana gelen değişiklikler ise hem doğal hem de kazanılmış bağışıklık yanıtlarının düzenlenmesine yardımcı olabilir. Somon gibi yağlı soğuk su balıkları oldukça önemli D vitamini kaynakları arasında yer alırlar. Deniz ürünleri dışında yumurta sarısı, D vitamini ihtiva eden bir diğer gıdadır. Yumurtanın beyaz kısmının protein açısından zengin kısmına karşılık olarak yumurta sarısı mineral, vitamin ve yağ bakımından zengin yumurta kısmını oluşturur. 

İçeriği zenginleştirilmiş süt, meyve suları, yulaf ezmesi ya da mısır gevreği gibi ürünler dışında hayvansal kaynaklı olmayan D vitamini içeren bir diğer gıda olan mantarlar, insanlar gibi güneşin ultraviyole ışınlarını kullanarak D vitamini sentezleyebilme özelliğine sahip canlılardır. Dolayısıyla mantar tüketimi ile de vücuda bir miktar D vitamini alınması gerçekleştirilebilir.

Newulife İçeriğindeki D Vitamini İle Bağışıklık Sisteminizin Normal Fonksiyonuna Katkıda Bulunun

Referanslar

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3356951/

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/161618#_noHeaderPrefixedContent

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-d-deficiency-symptoms#_noHeaderPrefixedContent

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/318060#_noHeaderPrefixedContent

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK532266/

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-d-side-effects#_noHeaderPrefixedContent

  • https://www.healthline.com/nutrition/how-to-increase-vitamin-d#_noHeaderPrefixedContent

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-d-101#intro

  • https://www.healthline.com/nutrition/9-foods-high-in-vitamin-d#_noHeaderPrefixedContent

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3166406/

NEWULİFE E VİTAMİNİ

mineral

  • İçindekiler

  • E Vitamini Nedir?

  • E Vitamini Faydaları Nelerdir?

  • E Vitamini Eksiklik Nedenleri Nelerdir?

  • E Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

  • E Vitamini Fazlalığında Ne Olur?

  • E Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

E vitamini, birçok besinin içerisinde bulunan, yağda çözünebilen ve antioksidan özellikli bir vitamindir. Normal hücre farklılaşmasını, bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarını ve kan damarlarının işlevlerini destekleyen E vitamininin 8 farklı doğal formu mevcuttur. İnsan vücudunun bu türler içerisinde en sık kullandığı vitamin formu ise alfa-tokoferoldür. 

E Vitamini Nedir?

Yağda çözünebilme ve dolayısıyla depolanabilme özelliği olan E vitamini, başta bağışıklık sistemi olmak üzere birçok farklı normal vücut işlevine katkılar sağlayan bir vitamindir. Birçok besinin içerisinde doğal olarak bulunan bu vitamin aynı zamanda çeşitli gıdalar besinsel açıdan zenginleştirilirken içerisine de eklenebilir. Bu özellikleri nedeniyle E vitaminin eksikliğinin oluşması çok sık karşılaşılan bir durum değildir. Aynı zamanda yüksek doz E vitaminin kanama riski üzerinde artışa neden olabileceği de unutulmamalıdır.

E Vitamini Faydaları Nelerdir? 

E vitamininin en belirgin özelliği antioksidan bir madde olmasıdır. Antioksidan maddeler metabolik aktiviteleri sırasında oluşan serbest radikallere karşı hücrelerin korunmasını sağlarlar. Yağda çözünebilen bu vitamin vücutta yağ doku içerisinde gerekli hallerde kullanmak amacıyla depolanabilir. 

Oksijenin kullanıldığı metabolik solunum aktiviteleri sonucunda serbest radikal olarak isimlendirilen moleküller hücrelerin hızlı yaşlanmasına neden olabilir. Serbest radikaller sağlıklı hücreleri zayıflatarak onların parçalanmasına neden olabilir. Aslında bu durum metabolik aktivitelerin normal bir sonucudur. E vitamini gibi antioksidan özellikteki maddeler bu noktada devreye girerek hücrelerin serbest radikaller ile gördüğü hasara karşı koruyucu etki gösterebilirler. 

E Vitamini Eksiklik Belirtileri Nelerdir? 

Bazı normal vücut fonksiyonları için gerekli olan E vitamini, esansiyel (dışarıdan besinler veya takviye gıda ürünleri ile alınması gereken) bir vitamindir. Vücutta e vitamini seviyesinin düşmesi ile oluşabilecek çeşitli belirtiler mevcuttur. E vitamini merkezi sinir sistemi için oldukça önemli bir vitamindir. Vücudun temel antioksidan maddeleri içerisinde bulunan E vitamininin eksikliği sonucunda kas güçsüzlüğü şikayeti ortaya çıkabilir. Purkinje nöronu adı verilen sinir hücrelerinin bu vitaminin eksikliği nedeniyle hasarlanması koordinasyon kaybı ve yürüme problemleri ile kendisini gösterebilir. Bu hasarlanma sinir liflerinde meydana gelirse periferik nöropati adı verilen ve uyuşma, karıncalanma gibi şikayetlerle seyreden durum ortaya çıkabilir. E vitamini eksikliği başta gözün retina bölgesindeki ışık reseptörleri olmak üzere çeşitli göz hücrelerini olumsuz yönde etkileyebilen bir durumdur. 

Kas güçsüzlüğü ve koordinasyon kaybı, merkezi (beyin ve omurilik yapıları) ya da periferik sinir sistemi (vücudun diğer bölgelerine yayılan sinir yapıları) hücrelerinin hasarlandığına işaret eden nörolojik belirtilerdir. Periferik sinir sistemi, merkezi sinir sistemi yapıları olan beyin ve omurilikten sonrasında yer alan sinir ağını tanımlar. Sinir hücrelerinin kılıfları büyük oranda yağ yapıdaki maddelerden oluşan yapılardır. Yağda çözünen antioksidan düzeyinin azalması bu hücrelerin oksidatif hasara karşı açık hale gelmesine neden olabilir.

E Vitamini Eksikliği Nedenleri Nelerdir? 

E vitamini eksikliği aile bireyleri arasında geçiş gösterebilen bir durumdur. Bu nedenle E vitamini eksikliği tespit edilen bireylerin aile öykülerinin dikkatlice olunması oldukça önemlidir. Konjenital abetalipoproteinemi veya familyal izole E vitamini eksikliği gibi genetik hastalıklar, kronik (uzun süreli) E vitamini eksikliği nedenleri arasında yer alır.

E vitamini eksikliği vücutta yağ emilimini olumsuz yönde etkileyen bazı rahatsızlıklar sonrasında da meydana gelebilir. Bu durumun nedeni yağ emiliminin bozulmasının yağda çözünen vitaminlerin emilimini de etkileyebilmesinden kaynaklanır. Kronik pankreatit, çölyak hastalığı, kolestatik karaciğer hastalığı veya kistik fibrozis gibi rahatsızlıklar, yağ emilimini etkileyerek E vitamini eksikliği oluşturabilecek hastalıklar arasında yer alırlar. 

Düşük doğum ağırlığına sahip bebeklerde E vitamini eksikliği ile sık karşılaşılır. Bu durum için özellikle prematüre doğan bebeklerde bir risk artışı söz konusudur. Bu bebeklerin henüz tam olgunlaşmamış sindirim kanalı yağ ve E vitamini emiliminin yeterli şekilde gerçekleştirilmesini engelleyebilir.

E Vitamini Eksikliğinde Neler Olur? 

Birçok farklı besin ve takviye gıda ürününün bu vitamini ihtiva etmesinden dolayı E vitamini eksikliği altta yatan herhangi bir başka sağlık problemi olmadığı sürece nadir karşılaşılan bir durumdur. E vitamini eksikliği sonucu oluşabilecek aşağıdaki belirtilerden herhangi birini fark etmeniz halinde sağlık kuruluşlarına başvurarak uzman hekimlerden destek almanız önerilir:

 

  • Yürüme ve koordinasyon bozukluğu

  • Kas ağrısı ve güçsüzlüğü

  • Görme ile ilgili problemler

 

E vitamininin fazlası karaciğerde depolanır ve gerekli durumlarda kan dolaşımına serbestleşerek hücrelerin kullanımına sunulur. Bu vitamin için normal kabul edilen kan düzeyi litrede 5,5-17 miligram arasında değişkenlik gösterir. Normal kabul edilen aralık prematüre yenidoğan bebekler ve 17 yaştan küçük çocuklar için farklılık gösterebilir. Bu değer aralığının testi gerçekleştiren laboratuvara göre de değişkenlik gösterebileceği unutulmamalıdır. Yapılan tetkikler sonucunda sağlıklı bir yetişkinin E vitamini kan düzeyinin 4mg/L’nin altında tespit edilmesi halinde E vitamini eksikliğinden söz edilebilir. Bu bireylerde aynı zamanda E vitamini takviye gıda ürünlerinin kullanımı da gündeme gelebilir. E vitamini desteğinin sağlanması eksikliğin giderilmesi açısından oldukça faydalıdır. Özellikle yenidoğan dönemindeki eksikliklerde gerekli durumlarda mide içerisine yerleştirilen bir tüp vasıtası ile veya direkt olarak damar yolundan da E vitamini desteği sağlanabilir. Genetik rahatsızlıklar veya çeşitli sağlık sorunları nedeniyle E vitaminin eksikliği gelişen bireylerde yüksek doz E vitamin desteği fayda sağlayabilecek bir yaklaşımdır.

E Vitamini Fazlalığında Ne Olur? 

E vitamini fazlalığının çok yüksek düzeyde olması vitamin E toksisitesi olarak isimlendirilir. Dört yaş ve üzeri sağlıklı bireylerin için günlük tüketilmesi önerilen E vitamini düzeyi 12 miligramdır. Aşırı miktarda E vitamini tüketimi kanın incelmesine neden olarak ölümcül kanama gelişmesine neden olabilir. Pıhtılaşma kaskadı üzerindeki etkisi nedeniyle meydana getirdiği bu durum aynı zamanda beyin kanamasına bağlı meydana gelen hemorajik inme olguları ile de ilişkilidir.

Bu durumlar dışında E vitaminin çeşitli ilaçlarla etkileşebileceği de unutulmamalıdır. E vitamini fazlalığı warfarin gibi kan inceltici ilaçlar ve çeşitli kemoterapi ilaçları ile etkileşebilir. Dolayısıyla bu tarz tedavi gören kişilerin E vitamini takviyesi almadan önce hekimleri ile görüşerek uygun doz aralığının içerisinde kaldığından emin olması önerilir. 

E Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur? 

Antioksidan özellikli yağda çözünebilen E vitamini, bağışıklık sistemi, damar yapıları ve çeşitli cilt yapılarının normal sağlığına katkıda bulunabilir. Bu vitaminin her ne kadar 8 farklı formu olsa da yapılan araştırmalar alfa tokoferol alt türünün insan ihtiyaçlarını karşılayabileceğini gösterir. E vitamini birçok besin içerisinde yer alır. Kuruyemişler, tohumlar ve bazı bitkisel yağlar E vitamini açısından zengin gıdalar arasında yer alır. Bazı yeşil yapraklı sebzeler ve birkaç meyve de bu vitaminin kaynakları içerisindedir. Birçok gıda üreticisi artık mısır gevreği ve diğer çeşitli ürünlerinin içeriğini E vitamini ile zenginleştirir.  

Sevilen lezzetli atıştırmalıklardan biri olan ayçekirdeğinin 100 gramında neredeyse 35.17 miligram E vitamini bulunur. Ayçekirdeği aynı zamanda çeşitli mikro besin maddelerini ve sindirim sisteminin normal fonksiyonlarını destekleyen lifi içermesi açısından da önemli bir atıştırmalık tercihidir. 100 gram ay çekirdeğinin içerisinde 8,6 gram lif, 20 gram protein, 645 mg potasyum, 325 miligram magnezyum ve 5 mg çinko bulunur. 

Badem için ihtiva ettiği E vitamini miktarı her 100 gramında yaklaşık olarak 25 miligramdır. Özellikle kavrulmuş türünün bir atıştırmalık olarak tercih edildiği bu kuruyemiş türünde 100 gram için 21 gram protein 12,5 gram lif, 733 miligram potasyum ve 270 miligram magnezyum bulunur. 

Bir diğer popüler atıştırmalık türü olan fıstıkların kavrulmuş olanlarında 100 gram için 4,93 miligram E vitamini bulunur. Fıstık tercih edilirken ekstra tuzlu ve soslu olanlarının yerine sade kavrulmuş olanların tercih edilmesi önerilir. 100 gram kavrulmuş fıstığın içerisinde 24 gram protein, 8,4 gram lif, 634 mg potasyum ve 14 mg niasin (B3 vitamini) yer alır. 

Kuruyemişler dışında bazı bitkisel yağlar da E vitamini açısından zengin gıdalardır. Bitkisel yağlar yağ ve kalori açısından zengin olmalarına rağmen besleyicilikleri düşük olan gıdalardır. 

Avokado, çok amaçlı kullanılabilen çok az şeker oranına sahip ancak oldukça besleyici bir meyvedir. 100 gram avokadonun içerisinde yaklaşık olarak 2 miligram E vitamini bulunur. 100 gramında aynı zamanda 10 miligram da C vitamini barındıran avokado bu özellikleri sayesinde hem salatalarda hem de tek başına tüketilen önemli bir meyve olarak kabul edilir. Avakadoların potasyum içeriği muzlara göre daha yüksektir.  

Çiğ ıspanak 100 gramında 2 miligram E vitamini bulundurur. Bu miktar çiğ ıspanak E vitaminine ek olarak 9300 IU (internasyonel ünite) A vitamini, 28 miligram C vitamini, 2 gram lif ve 558 miligram potasyum ihtiva eder.

http://www.newulife.com.tr

Referanslar

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/vitamin-e

  • https://www.healthline.com/health/all-about-vitamin-e

  • https://www.healthline.com/health/food-nutrition/vitamin-e-deficiency

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/321800

  • https://www.healthline.com/nutrition/vitamin-e-overdose

  • https://www.medicalnewstoday.com/articles/324308

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7011499/

Hızlı iletisim
  • SWOT COSMETIC TURKEY Mustafa Kemal ATATÜRK
  • +90507 232 14 89
  • huseyinyildiz@swotgrup.com
Bizimle İletişime Geçin
Hızlı iletisim

Whatsapp Destek

Senem İLHAN
Merhaba DR.SWOT ailesi olarak size nasıl yardımcı olabiliriz.